Avokado Ağacım ve Kışın Dökülen Yapraklar
Kayseri’nin kışına alışmaya çalışırken, bir gün küçük bir avokado ağacını evime aldım. Bunu hatırladıkça, yüzümde hüzünlü bir gülümseme beliriyor. Kışın sert soğukları, karı, rüzgarı… Benim gibi birinin, evine bir avokado ağacı alması ne kadar da tuhaf değil mi? Ama ben buna inandım. O ağaç, kışın o kararmış günlerinde, bana bir parça yaz, bir parça sıcaklık, bir parça umut getirecek gibiydi. Avokado ağacım, bana her gün bir sebep daha sunuyordu, buna sahip olmanın verdiği heyecanla…
İlk Günler, İlk Yapraklar
Başlangıçlar her zaman büyüleyicidir, değil mi? Avokado ağacım henüz çok küçük, ama öyle canlıydı ki… Yeşil yaprakları, o taze bitki kokusu, her sabah uyandığımda ilk gördüğüm şeydi. Ona bakarken, bir an bile kendi yalnızlığımı hissetmiyordum. Kayseri’nin soğuk kışına karşı, avokado ağacım sanki bana “Beni büyüt, ben sana dost olacağım” diyordu. Her gün suladım, her gün ona nazikçe dokundum. Bazen, hayatın karmaşasında kaybolduğumda, bu küçük yeşil canlının bana getirdiği huzurla kendime geliyordum.
Ve Sonra, Kış Geldi
Sonra, kış bir sabah kapıyı çaldı. O sabah, evin camlarından dışarı bakarken kar tanelerinin usulca süzüldüğünü görüp, içim üşüdü. Hava soğudukça, avokado ağacımın yaprakları da küçülüp solmaya başladı. Bunu görünce bir anda içim burkuldu. Hepimizin bildiği gibi, kışın bitkiler de dinlenir. Ama ben, avokado ağacımın hiç yaprak dökmesini istemiyordum. O yapraklar bana umut veriyordu. Her yaprağında, kendimi buluyordum. Birinin senin için büyüdüğünü görmek, her şeyden daha değerliydi.
Yapraklar Dökülürken
Bir sabah, yine her zamanki gibi avokado ağacımın yanına gittiğimde, birkaç yaprağının döküldüğünü gördüm. Kalbimde bir acı hissettim. Sanki o yapraklar, benim de içimdeki umutları ve hayalleri simgeliyordu. Avokado ağacım neden döküyor yapraklarını? “Belki kış geliyor,” diye düşündüm. Belki de doğa, hepimize hatırlatmak istiyor: “Bazen bırakmalısınız, çünkü büyüme için dinlenmek de gerekir.” Avokado ağacım, kışın sertliğini kabulleniyordu. Ben ise daha fazla üzülüyordum. Yaprakların dökülmesi bana bir kayıp gibi geldi. Oysa hayatın her döneminde kayıplar vardır, değil mi?
İçsel Bir Hesaplaşma
Bazen insan, kayıplarla, eksikliklerle nasıl başa çıkacağını bilmez. Avokado ağacımın yaprakları döküldükçe, kendimi daha kırılgan hissediyordum. O günün akşamı, işten dönüp evime girdiğimde bir parça kırgınlık hissettim. “Avokado ağacım kışa karşı neden bu kadar savunmasız?” diye sordum. Ama sonra, biraz daha düşündüm. Yapraklar dökülse de, ağaç yine orada, kökleriyle duruyordu. Kökler, soğuk havadan etkilenmeden toprağa kök salmış, ağacın geleceği için çalışıyordu. Belki de bana, her şeyin geçici olduğunu anlatıyordu. Kış gelir, yapraklar dökülür; ama her şey yeniden yeşerir, büyür. Tıpkı avokado ağacımın, bir gün geri dönecek yeni yapraklarla büyümesi gibi…
Umut, Her Zaman Yeniden Doğar
İçimdeki huzursuzlukla, biraz daha sabrettim. Avokado ağacım kışın yaprak döküyor olabilir, ama bu, onun büyümeye devam etmeyeceği anlamına gelmezdi. Bu dökülen yapraklar, aslında bir hazırlıktı. Sonbaharın hüznü, kışın soğukluğu, birer bekleyişti. Bahar gelir, doğa uyanır, her şey yeniden yeşerir. Tıpkı hayat gibi… Bazen, beklemenin ve sabretmenin zamanı gelir. Avokado ağacım da bunu biliyordu. Kışın getirdiği soğuk, ona hiçbir zaman kalıcı zarar vermeyecekti. Yeni yapraklar gelecekti, ben de sabırla bekleyecektim.
Ve Şimdi, Bahara Dönüş
İçimde bir umut var. Avokado ağacımın dökülen yaprakları, bir gün geri dönecek. Belki bu kış, geçerken bana da bir şeyler öğretiyor. Hem sabırlı olmayı, hem de doğanın döngüsüne güvenmeyi. Yaprak döken avokado ağacım bana hayatın geçici olduğunu, her şeyin bir zamanı olduğunu hatırlatıyor. Kışın soğuk havası ne kadar sert olsa da, her kar taneleri erir, her kış bahara dönüşür. Belki de hayatta bir adım geri atıp, bir süre beklemek gerekir. Ama sonunda her şey yeşerir. Ve o yeşil yapraklar, büyümek ve umut etmek için dökülür.