Karbür Simgesi Nedir? Yanlış Bir Soru, Tehlikeli Bir Alışkanlık Başından söyleyeyim: “Karbür simgesi nedir?” sorusu, bilimle aramızı açan türden bir kolaycılık. Kimyada “karbür” tek bir madde değil; bu yüzden tek bir simgesi de yok. Buna rağmen sosyal medyada, kataloglarda ve hatta bazı eğitim notlarında “karbür = WC” ya da “karbür = CaC2” gibi ezberler dolaşıyor. Hayır—karbür bir ailedir: tungsten karbür (WC), titanyum karbür (TiC), silisyum karbür (SiC), kalsiyum karbür (CaC2) ve daha niceleri. “Simgesi” diye sormak yerine, hangi karbür? diye sormalıyız. Yoksa, yanlış sorular bize pahalı hatalar olarak döner. Karbür Simgesi mi, Formülü mü? (Kavramı Yerine Oturtalım) Kimyasal simge tekil…
8 YorumEtiket: bir
İnsan Neden Ait Hissetmez? Tarihsel Bir Bakış Geçmişi anlamaya çalışırken, bazen bir adım geri atıp bugüne nasıl geldiğimizi sorgularız. İnsanlık tarihindeki toplumsal kırılma noktaları, birçoğumuzun içinde bulunduğu yalnızlık duygusunu, aidiyet hissinin kayboluşunu ve arayışını şekillendirmiştir. Bu soruyu soran bir tarihçi olarak, insanın neden ait hissetmediğini anlamak için tarihsel süreçlere, toplumsal dönüşümlere ve kültürel değişimlere bakmanın oldukça faydalı olduğunu düşünüyorum. Ait hissetmeme duygusu, yalnızca bireysel bir deneyim değil; toplumların geçirdiği evrimsel süreçlerin bir yansımasıdır. Bu yazıda, tarihsel kırılmalarla birlikte aidiyet duygusunun nasıl evrildiğini keşfedeceğiz. Ait Hissetmeme Duygusu: Tarihin Bir Yansıması Tarih boyunca, insanın topluma ve çevresine duyduğu aidiyet, en temel duygusal…
6 YorumHüma İsmi Ne Kökenli? Eğitim Perspektifinden Bir Keşif Öğrenmenin Dönüştürücü Gücü: Bir Eğitimcinin Girişi Eğitim, her bireyin hayatını şekillendiren, değiştiren ve dönüştüren bir güçtür. Öğrenme süreci, sadece bilginin aktarılması değil, aynı zamanda değerlerin, kimliklerin ve kültürlerin kazandırılmasıdır. Bir eğitimci olarak, her gün yeni şeyler öğrenen öğrencilerimle birlikte büyürken, insanın isim ve kimlik seçimlerinin de ne denli önemli bir öğrenme deneyimi olduğunu fark ediyorum. İsimler, sadece birer etiket değil, kültürel kimliklerin, toplumsal normların ve bireysel hikayelerin taşıyıcılarıdır. Bugün, Hüma isminin kökenini anlamak, öğrenme teorileri ve pedagojik yöntemlerle paralellikler kurarak bu ismin taşıdığı derin anlamları keşfetmeye çalışacağız. İsimlerin, tıpkı öğrenme süreçlerimiz gibi,…
6 YorumHomolog Olmak Ne Demek? Edebiyat Perspektifinden Bir İnceleme Kelimelerin Gücü ve Anlatıların Dönüştürücü Etkisi Kelimenin gücü, düşündüğümüzden çok daha derindir. Bir kelime, bir bakış açısını değiştirebilir, bir duyguyu uyandırabilir veya bir dünyayı yeniden şekillendirebilir. Edebiyatın gücü tam olarak burada yatar; kelimeler sadece anlam taşımakla kalmaz, aynı zamanda insan ruhunun derinliklerine dokunur, insanlığın ortak deneyimlerini gözler önüne serer. Edebiyat, bazen bir kelimenin inceliklerine odaklanarak, bazen de karmaşık temalarla bir araya gelerek düşüncelerimizi, hayallerimizi ve kimliklerimizi dönüştürür. Peki ya “homolog” olmak? Bu terim, biyolojiden literatüre, felsefeden edebiyatın derinliklerine kadar birçok farklı anlam taşır. Bu yazıda, “homolog olmak” kavramını edebi bir bakış açısıyla…
6 Yorumİcat Ne Denir? Tarihsel Arka Planı ve Günümüzdeki Akademik Tartışmalar İcat, insanlık tarihinin en önemli itici güçlerinden biridir. İnsanlar, ihtiyaçlarını karşılamak ve yaşamlarını kolaylaştırmak amacıyla sürekli olarak yeni fikirler üretmiş ve bu fikirleri somut hale getirmiştir. Peki, icat denilen bu kavramın kökeni nedir? Hangi süreçlerden geçerek bugünkü anlamını kazanmıştır? Günümüzde icatlara nasıl bakılmakta ve akademik dünyada bu konu nasıl tartışılmaktadır? İcatın Tanımı ve Kökeni Türk Dil Kurumu’na (TDK) göre “icat”, daha önce var olmayan bir şeyin insan çabasıyla oluşturulması anlamına gelir. [1] Bu tanım, icadın yenilikçi ve özgün bir yaratım süreci olduğunu vurgular. İcat kelimesi, Arapça kökenli olup, “yeni bir…
8 YorumAdres Nasıl Yazılır? Bilimsel Merakla Gündelik Hayatın En Temel Kodunu Çözmek Merakla Başlayan Bir Yolculuk: Harflerin ve Rakamların Arkasındaki Bilim Hiç düşündünüz mü, neden adresleri hep belli bir sırayla yazarız? Neden önce sokak, sonra numara, sonra şehir gelir? Bu sorular sadece posta sistemini ilgilendirmez; aslında modern dünyanın düzenini anlamak için önemli ipuçları taşır. Çünkü “adres”, sadece bir konum bilgisi değildir — o, toplumların iletişim kurma biçiminin, kent planlamasının ve hatta insan hafızasının bir yansımasıdır. Ben de bu yazıda, gündelik hayatın en sıradan eylemlerinden biri gibi görünen “adres yazmayı” bilimsel ama anlaşılır bir mercekle incelemek istiyorum. Hazırsanız, kelimelerin arkasındaki düzeni birlikte…
8 YorumMerhaba sevgili okuyucum, Bugün sana hem kalbinle dokunacak hem de zihnine yeni pencereler açacak bir hikâye anlatmak istiyorum. Çünkü bazen bir kelimenin ardında koskoca bir hayat felsefesi saklıdır. İşte bu yazıda, “Şerh ne anlama gelir?” sorusunun peşine düşerken, aslında insan ruhunun iki farklı yönünü de keşfedeceğiz. Bir Sohbetin Başlangıcı Bir akşamüstü, şehir sokaklarının telaşından uzak, küçük bir kafede buluştular. Masanın bir yanında Mehmet vardı; çözüm odaklı, stratejik düşünen bir adam. Her soruna mantıksal bir açıklama getirmeyi severdi. Karşısında ise Elif oturuyordu; empatik, sezgileri güçlü, olayları duygular üzerinden anlamlandırmayı tercih eden bir kadın. Kahvelerini yudumlarken, Elif’in gözleri uzaklara daldı. “Mehmet, şerh…
4 YorumKelek Ne Demek TDK? Pedagojik Bir Bakışla Öğrenmenin Dönüştürücü Gücü Bir eğitimci olarak her yeni kelimeyle karşılaştığımda, sadece bir anlam öğrenmiyorum; aynı zamanda bir bakış açısı kazanıyorum. Öğrenme, insanın kendini yeniden inşa etme sürecidir. Bu yazıda “kelek” kelimesini TDK tanımıyla ele alırken, aynı zamanda onun pedagojik bir sembol olarak neyi temsil ettiğini de keşfedeceğiz. Çünkü dildeki her sözcük, öğrenmenin farklı bir yüzünü gösterir. Kelek Ne Demek? TDK Tanımıyla Başlayalım Türk Dil Kurumu’na (TDK) göre “kelek” kelimesinin birkaç anlamı vardır. En yaygın kullanımıyla “tam olgunlaşmamış, ham meyve” anlamına gelir. Aynı zamanda mecaz olarak “deneyimsiz, toy, olgunlaşmamış kişi” şeklinde de kullanılır. Bu…
8 Yorumİş Yerinde Sesli Kamera Suç mu? Gözetimin Sosyolojik Anatomisi Toplumsal yapıların ve bireylerin etkileşimini anlamaya çalışan bir araştırmacı olarak, her yeni teknolojik araç bana şunu hatırlatır: toplumlar yalnızca gördükleriyle değil, duyduklarıyla da kontrol edilir. İş yerinde sesli kamera kullanımı, bu denklemin modern biçimidir. Ancak mesele sadece “suç mu değil mi?” sorusundan ibaret değildir; bu, aynı zamanda bir güç ilişkileri, toplumsal normlar ve mahremiyet kültürü meselesidir. Gözetim Toplumundan Denetim Kültürüne Modern toplumların yükselişiyle birlikte gözetim, sadece fiziksel bir uygulama değil, kültürel bir refleks haline gelmiştir. Michel Foucault’nun “Panoptikon” modeli, insanların görünmeden izlendiği ama izlenildiğini hissettiği bir düzeni tanımlar. Bugün iş yerlerinde…
4 YorumHidrografya Hangi Bilim Dallarından Yararlanır? Su, Güç ve Bilginin Siyaseti Güç, her zaman yalnızca iktidar odaklı bir kavram değildir; bazen sessizdir, bazen akışkandır. Tıpkı su gibi. Bir siyaset bilimci için su, sadece doğanın unsuru değil, aynı zamanda yönetim biçimlerinin, toplumsal ilişkilerin ve ideolojik yapıların metaforudur. Hidrografya —yani su kütlelerinin, akarsuların, denizlerin ve okyanusların sistematik incelenmesi— bu anlamda yalnızca bir coğrafya dalı değil, aynı zamanda iktidarın doğayla kurduğu ilişkiyi anlamanın bir anahtarıdır. Hidrografya: Bilimsel Bir Alan mı, Politik Bir Alan mı? Hidrografya, klasik anlamıyla coğrafya biliminin bir alt dalıdır. Ancak günümüzde bu alan, jeoloji, meteoroloji, fizik, ekonomi ve siyaset bilimi gibi…
8 Yorum